Belki de dünyanın en yanlış bilinen /anlaşılan konusudur. Aslında, tarihçesi insanlık kadar eskidir. Mevcut olan en eski yazılı kaynaklar Mısır Piramitlerindedir günümüzden yaklaşık M.Ö. 2500 yıl önce.
Kadim bilgiler hipnozun en çok sağlık alanında kullanıldığı hakkında bilgi verir.
Eski Yunan Uygarlığında ” Uyku evleri ” denen , özellikle ruhsal hastalıkları tedavi etmeye çalıştıkları hipnoz hastaneleri vardı. Latincede ‘ uyku’ anlamına gelir hipnoz. Bu yüzden sıklıkla uyku ile karıştırılır.
Hipnoz durumunda olmak, şeklinde söylenmesi doğru kullanımdır aslında. Çünkü bu beynimizin bir durumudur. Beynimiz gün içinde bazen hızlı , bazen de yavaş çalışır. Normal ve sağlıklı olan budur. Beynimiz elektromanyetik dalgalar yayar ve bu dalgalar kolaylıkla EEG cihazıyla ölçülebilir. Yavaşladığı anda 7-14 Hertz dalga yayın yaptığı durumuna ALFA konumu denir ki işte burasıdır hipnoz bölgesi. Trans denmesi de oldukça yaygın bir kullanımdır.
Bu aralık çok özeldir. Bilinçaltına buradan inilir.
Beynin bu durumda olması son derece normaldir ve sağlıklı bir insan ortalama günde 200 kere bu bölgeye girer ve çıkar. Günlük hayatımızın ve tabiatımızın bir parçasıdır. Mesela sabah uyandığınızda ve gece uykuya dalmadan hemen önce bu aralıkta oluruz. Araba kullanırken, kitap okurken ve televizyon izlerken de bu bölgede oluruz. Bu yüzden ne izlediğimize ve çocukların ne izlediğine çok dikkat etmek gerekli çünkü bilinçaltı açıktır. İşte kadim insanlar bu eşsiz bölgeyi ve nasıl kullanılacağını yüzyıllar önce keşfetmiştir.
HİPNOZ DURUMUNDA OLMAK NE İŞE YARAR?
Hepimizin istemediği alışkanlıkları, huyları, anıları, davranışları vardır. Sigara içmek gibi, öfke kontrolü yapamamak gibi, sınavlarda streslenmek, uyuyamamak, aşk acısını dindirememek, çocukluk travmalarının etkisinde yaşamak, pişmanlıklar, duygusal ağrılarla beraber yaşamak, bağımlılıklar, saç koparma huyu, gelecek korkusu, ölüm korkusu, takıntılar… liste uzar gider.
Bu istenmeyen davranışlar sadece bilinçaltından dönüştürülebilir. Bu da sadece hipnoz bölgesindeyken mümkün olabilir.
Bu yüzden hipnoz psikolojinin ‘Davranış Bilimleri’ şemsiyesinin altında yer alır çünkü davranış değiştirir. Kadim bilgilerin çağımız algı seviyesi ile geliştirilip kolaylıkla yaşam değiştirmesi büyük bir kazanımdır insanlık için.
