Neden korkulur hipnozdan? Nedir hala hipnozu gizemli kılan?
Hipnoz uzmanı olduğumu öğrenen insanların hemen hemen yarısı bana “beni tavuk gibi gıdaklatacak mısınız? ” sorusunu soruyor. Ben de onlara “bunun için ekstra ödeme yapmanız gerekiyor” diyorum, gülüşüyoruz.
Maalesef insanların hipnoz hakkındaki bilgileri, ya izledikleri bir filmden ya da, bir sahne show’undan ibaret. Bilindiği gibi, filmler büyük oranda ticari amaç gütmektedir.Hikayenin gerçeklik yönü olmasına rağmen bol miktarda abartı eklenmektedir. Sahne showlarına baktığımızda ise, asıl anlatılmak istenen konudan, akılda kalan, sadece “tavuk gibi gıdaklatılmak”tır.
Bu bağlamda insanların hipnozu neden yanlış tanıyıp ondan çekindiklerini anlayabiliriz.
Peki bu yanlışlığı böylece bırakıp insanların hipnozun faydalarından mahrum kalmalarını izleyecek miyiz?
Hipnoz ile insanların hayatlarında pozitif değişiklikler yaparak daha mutlu, huzurlu ve barış içinde yaşayacaklarını; kurtulmak istedikleri olumsuz alışkanlıklardan, huylarından kolaylıkla kurtulabileceklerini; açlık hissetmeden, sürekli yemek düşünmeden, sağlıklı beslenerek mutlu bir şekilde kilo verip, verdiği kiloları geri almayacaklarını; sigara ve benzeri alışkanlıklardan bir daha hiç canları istemeksizin, kolayca kurtulacaklarını; öğrenme yeteneklerini arttırabileceklerini; stres ve getirdiği bütün olumsuz etkiler ile kolaylıkla baş edebileceklerini; ağrılarını kontrol altına alabileceklerini; hafizalarını kuvvetlendirebileceklerini; tik’lerinden kurtulabileceklerini; kendilerine olan güveni tekrar inşa edebileceklerini; iletişim yeteneklerini güçlendirebileceklerini; yükseklik, uçağa binememek, ölüm, köpek, kedi, toplum, mikroplar, iğne yılan, bulaşıcı hastalıklar gibi ve burada sayamadığımız yüzlerce fobiden kurtulabileceklerini; uyku problemlerini (patalojik olmayan) giderebileceklerini; motivasyon ve yaratıcılıklarını arttırabileceklerini; duygusal becerilerini arttırabileceklerini; sportif performanslarını arttırabileceklerini; diyabetik diyet ile mutlu bir şekilde beslenebileceklerini; ikili ilişkilerdeki sorunlar ile daha rahat başa çıkabileceklerini ve uyumu yakalayabileceklerini; düşünme yeteneklerini ve kişisel gelişimlerini arttırabileceklerini ve burada sayamadığımız daha bir çok konuda kendilerinin bile şaşıracağı hızda ve kolaylıkta gelişme göstereceklerini anlattığımız zaman biliyorum ki hipnoz = tavuk gibi gıdaklama imajından farklı bir konuma terfi edecektir.
Sanıyorum şimdi aklınıza “peki hipnoz bunları nasıl başaracak?” sorusu geldi.
Bu soruyu cevaplamak için önce size hipnoz durumu hakkında kısa bilgi vermek istiyorum ki sorunun cevabı bu açıklama içinde yer alır.
Aslında, hipnoz, bir durumdur. Beynimizin gün içinde dolaşıp durduğu dört durumdan yukarıdan aşağı doğru sayarsak ikincisidir. Bunlar kısaca Beta, Alfa, Teta (uyku durumu) ve Delta (derin uyku) durumlarıdır. Bu durumlar beynimizin yaydığı elektromanyetik dalgaların yoğunluğuna göre sınıflandırılmıştır.Alfa konumunda olduğumuz zaman hipnozdayız demektir. Yani,hipnoz yapılan kişinin beyin dalgaları rahatlatılarak Alfa durumuna getirilir.
Nedir Alfa durumunun özelliği? Alfa durumu, beynin saniyede 7 ile 14 dalga yayın yaptığı durumdur ve bu durumda bilincimiz, hala iş başında olup, aktif değildir. Bunun anlamı, bilincimizin tetikte bir izleyici durumunda olmasıdır. Kişinin sınırlarını koruması devam ediyor anlamına da geliyor. İşte bu alfa durumu yani hipnoz durumunda, bilincimiz tarafından bilinçaltımıza geçiş izni vardır. Bilincimizin onay verdiği olumlu öneriler, hipnoz uzmanı vasıtasıyla bilinçaltımıza aktarılır. Bu noktada, bilinçaltımız gerekeni yapar ve yeni olumlu alışkanlıklarımız hayata geçer.
Neden bilinçaltı? Şaşırtıcı değil mi? Çünkü öğrenme bilinçaltında gerçekleşir. Bunun en güzel örneği bebeklerdir. Bilinç, mantık 6 yaşından sonra gelişmeye başladığı halde bebekler bir yaşından sonra bir dil öğrenmiş konuşuyor ve anlıyor haldedirler. Aslında çocuklar 6 yaşına kadar hipnozdadır. Bunun içindir ki atalarımız “Ağaç yaşken eğilir” demiştir. Bu kısımda yanlış anlaşılmak istemem. Demek istediğim, alışkanlıklarımızın oluştuğu, kişilik özelliklerimizin belirlendiği dönemdir. Zeka ve bilincimizi inkar edemeyiz. Onların görev alanı farklı ve çok kıymetlidir.
Hipnozun tarihi yolculuğu çok uzun ve zor olmuştur. İnsanların hipnozdan korkmalarının bütün faturasını Hollywood’a çıkarmak pek doğru olmaz. İnsanların hipnoz durumundan çekinmeleri, bu dalda yapılan çalışmaları desteklememeleri ve korkularından kaynaklanan engellemelerden dolayı günlük hayatımızın bir parçası olan hipnozun açıklanabilmesi ve olumlu yönde kullanılması çok uzun zaman almıştır.
Yoğun çalışmalar ve çetin mücadelelerden sonra hipnoz, bilmece olmaktan çıkmıştır.Şimdi hipnozdan faydalanma zamanıdır. Ortalama 45-60 dakika süren bir hipnoz seansı ile davranışlarınızı pozitife çekip çok daha mutlu, huzurlu, barış içinde olabilir ve bütün hedeflerinize ulaşabilirsiniz.
Lily Lale Yılmaz
Fizikçi – Hipnoz Uzmanı
13 Mart 2011
New York